Hemoroidal Hastalık (Basur)
Halk arasında basur olarak da bilinen hemoroid; cerrahi polikliniklerinde  en sık görülen hastalıklardan olup, anüs ve rektum hastalıklarının da başında yer alır. 

Hemoroid Nedir ?
Tamamen sağlıklı insanların fizik muayenelerinde her üç kişiden ikisinde hemoroid saptanmıştır. Amerika'da yapılan çalışmalar, tüm Amerika'lıların % 89'unun yaşamlarının bir döneminde hemoroid sorunu yaşadığını göstermiştir. Tarihte Napoleon ve Amerikan başkanı Jimmy Carter hemoroid nedeniyle ameliyat geçirdiği bilinen ünlü kişilerdendir.
Hemoroid;  rektal bölgede, anüs içinde  yer alan hemoroidal  toplardamarların zaman içinde anormal şekilde genişleyip sarkmasıyla oluşur. Hastalar klinikte kaşıntı, ele gelen meme, ağrı ya da kanama yakınmalarıyla karşımıza gelirler. Ne yazık ki hemoroidal hastalık yıllar içinde giderek kötüleşme eğilimindedir; hiçbir zaman daha iyi olmazlar. Bu nedenle, ortaya çıktıkları anda güvenilir, hassas ve etkili bir tedavi yapılmasını önermekteyiz.
Hemoroid internal (iç) ve external (dış) olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan iç hemoroid genellikle fazla ağrı ve kaşıntıya neden olmaz. Çok ileri evrelerde olmadıkça sadece aralıklı rektal kanama şeklinde belirti verir. İleri evrelerde makattan dışarı çıkan ve kendiliğinden ya da parmakla normale dönen memeler ortaya çıkabilir. Dış hemoroid ise kendilerini genellikle ağrı ve yanma ile gösterir.

Hemoroid nasıl ve neden oluşur ?
Araştırmalar hemoroidin çok sayıda faktör tarafından oluşturulduğunu göstermiştir. Bu faktörler değişik hemoroid formlarına yol açabilir ve hemoroid oluşumunda birlikte rol alabilirler. Bu faktörler şunlardır:
Sürekli ve uzun süreli oturma
Kabızlık yada ishal
Şişmanlık
Gebelik ve doğumlar
Ağır yük kaldırma
Şiddetli ve uzun süreli öksürük
Barsak hareketlerinde problem
Kalıtımsal faktörler
 

Nasıl Tanı Konulur ?
Hemoroid öncelikle dış (eksternal) hemoroid ve iç (internal) hemoroid olmak üzere ikiye ayrılır.
1- Dış Hemoroid: Genellikle ele gelen cilt kabarıklıkları dışında hastayı pek rahatsız etmezler. Ancak bazen genişlemiş damarlara pıhtı oturması ile şiddetli, diken batar gibi bir ağrı ve bunu takip eden şişlik, kızarıklık meydana gelebilir. Bu duruma tromboze eksternal hemoroid denmektedir.

2- Grade I İç Hemoroid: Klinikte kendini sadece kanama ile belli eder. Bu kanamalar genellikle büyük abdest sırasında veya sonrasında, tuvalet kağıdını kirletecek şekilde veya bazen damlama tarzında olur. 

3- Grade II İç Hemoroid: Büyük abdest sırasında ıkınmakla anüs dışına çıkan memeler ve kanama ile belirti verir. Kanamalar biraz daha sık ve fazla miktardadır.

4- Grade III İç Hemoroid: Hemoroid memeleri artık kolayca anüs dışına çıkmakta ve sadece parmakla itilerek anüse yerleşebilmektedir. Sık sık dışarıda sıkışarak ödem, şişlik ve ağrıya yol açarlar. Bu durumda kanama da şiddetli olmaktadır.

5- Grade IV İç Hemoroid: Genellikle yıllardır devam eden kabızlıklar sonucu oluşan bu durumda, iç ve dış hemoroidler topluca makattan dışarı sarkmaktadır. Memeler ağrısız, ıslak ve büyüktür. Çoğu zaman sümüksü bir akıntı, büyük abdestten sonra tam temizlenememe, iç çamaşırının kirlenmesi ve otururken ağrı da yakınmalar arasındadır. 

Hemoroidlerden korunmak için neler yapılabilir ?

* Liften zengin gıdalarla beslenilmeli ve gerekirse diyete lif ilavesi yapılmalıdır. Bitkisel lifler büyük abdestin suyu emerek daha yumuşak olmasını, böylece de daha rahat çıkarılabilmesini sağlarlar. 
* Dışkılama sırasında ıkınmaktan kaçınılmalıdır. 
* Kabızlıktan korunulmalıdır.
* Ayrıca hemoroid oluşumuna yol açabileceğinden uzun süren öksürük, ağır kaldırma gibi ıkınmaya yol açan etkenler de ortadan kaldırılmalıdır. 
* Alkol, acı biber ve baharatlı gıdalardan sakınılmalıdır. 
* Uzun süre hareketsiz olarak oturulmamalı ya da ayakta kalınmamalıdır. 
* Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Günde uyku dışında geçen her saat başına 5 dakika yürünmelidir. Uzun süre oturmanın hemoroid oluşumu ile ilgisi vardır. 
* Yeterli miktarda su içilmelidir. Suyun çay, kahve gibi içeceklerle karşılanması yoluna gidilmemelidir. 
* Büyük abdestten sonra rahatsızlık oluyorsa ılık suyla oturma banyosu yapılmalıdır.

Hemoroidin tedavi yöntemleri nelerdir ?
Hemoroidin tedavisinde evreleri çok önemlidir. Çok ileri evrelerdeki ağır vakalar dışında ameliyatsız ve outpatient (ayaktan tedavi şeklinde uygulanabilen) metodlar mevcuttur. Bu metodların en büyük faydaları  hastanın normal hayatını aksatmaması, işgücü kaybına yol açmaması, hastanede yatmayı gerektirmemesi ve ameliyata göre son derece ekonomik olmasıdır. Evrelerine göre hemoroidlerin tedavisinde önerilen ve tıbben kabul gören yöntemler şunlardır:

1- Grade-I hemoroid: Bu evrede ameliyatla tedavi gerekmez. Bazen sadece medikal tedavi, yani bazı ilaçlar (fitil ya da krem şeklinde), diyet ve oturma banyoları da yeterli olabilir. Altta yatan ishal, kabızlık, ıkınma gibi faktörlerin tedavi edilmesi de tedavinin önemli bir parçasıdır. İlaç tedavisinde kullanılan medikasyonların temel amacı ağrıyı kesmek, o bölgedeki ödemi, şişliği azaltmak ve dolaşımı rahatlatmaktır.Rubber band ligasyonu, sklerozan madde enjeksiyonu ve infrared koagulasyon metodları uygulanabilir. 

2- Grade-II hemoroid: Yine cerrahi tedavi gerektirmezler. Ilık su ile oturma banyoları, kremler, damar büzüştürücü bazı ilaçlar, istirahat ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Grade I'de söz edilen yöntemler burada da başarıyla kullanılabilir.

3- Grade-III hemoroid: Bu evrede öncelikle ilaç tedavisi ile durumun yatıştırılması gerekebilir. Sonrasında en uygun tedavi yöntemleri rubber band ligasyonu veya infrared koagulasyon uygulamaktır.

4- Grade-IV hemoroid: Bu evrede çoğu hasta iyi bir tıbbi tedavi, kabızlığı önleyici bol posalı diyet, düzenli tuvalet alışkanlığı edinilmesi gibi tıbbi ve hijyenik tedbirlerden kısmen yarar görürler. Bir kısım hastada rubber band ligasyonu, skleroterapi veya infrared koagulasyon yeterli olabilir. Vakaların çoğunda cerrahi tedavi gerekli olmaktadır. Ancak hastanın ameliyata engel bir yandaş hastalığı varsa, ömür boyu koruyucu yöntemler ve tıbbi tedavi ile devam edilebilir.

5- Akut Tromboze Eksternal Hemoroid: Bu hastalarda dış hemoroid memelerinin bir veya birkaçı içerisine pıhtı oturmuştur. Çok şiddetli ağrı ve şişlik yakınmaları vardır. Bu vakalarda cerrahi tedavi acilen uygulanmalıdır. Tedavinin esası lokal ya da bölgesel anestezi ile, tıkanmış olan hemoroid memesinin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bunun üzerine antibiotik ve uygun ilaç tedavileri de eklenmelidir. Bu tedavide gecikildiği veya ilaç tedavisi ile geçiştirildiği durumda, tıkanmış olan damarın etrafında ödem ve iltihap giderek ilerler ve bir süre sonra doku nekrozu ile kanama ve ağır enfeksiyon ortaya çıkar. 

Hemoroidin ameliyatsız tedavisi  mümkün müdür ?
Hemoroidler için de tıbbi teknolojinin de ilerlemesi ile, pek çok ameliyatsız, ağrısız ve non-invaziv yani girişimsel olmayan tedavi yöntemi geliştirilmiştir. Uygun hastalarda kullanılmak kaydı ile ameliyat gereksinimini ortadan kaldıran bu metodlarla hemoroidlerin outpatient (yani yatış gerektirmeyen, ayaktan) tedavisi mümkün hale gelmiştir. Bu metodların tümü de hastalığın oluşum teorilerine yönelik müdahalelerdir. Temelde hepsi de genişlemiş olan damarların çeşitli yöntemlerle büzüştürülmesi ya da yok edilmesini sağlarlar. Bölgenin çok geniş bir damar ağı olduğundan, bu damarların ortadan kaldırılması herhangi bir tıbbi soruna ya da eksikliğe yol açmaz. Günümüzde tıbbi olarak etkinliği kanıtlanmış ve yayınlarla desteklenmiş olan bu yöntemlerin başlıcaları şunlardır:
* Rubber band ligasyonu (Lastik band ile boğma metodu)
* İnfrared koagulasyon (Fotokoagulasyon)
* Skleroterapi